Türkiye'nin yanı sıra İtalya ve Fransa'nın ev sahipliği yapmak üzere aday olduğu 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası'nı (EURO 2016) düzenleyecek ülke İsviçre'de yapılan toplantıda belli oldu.
Yapılan oylamada Türkiye 1 oyla finali düzenleme hakkını kaybetti. Türkiye 6 oy alırken, Fransa'nın 7 oy aldığı açıklandı.
28 Mayıs 2010 Cuma
EURO 2016
UEFA EURO 2016
Euro 2016 için gözler Cenevre'de
EURO 2016 yolundaki en kritik gün geldi... Türkiye'nin yanı sıra İtalya ve Fransa'nın ev sahipliği yapmak üzere aday olduğu 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası'nı düzenleyecek ülke bugün belli olacak.
Türkiye’nin yanı sıra İtalya ve Fransa’nın ev sahipliği yapmak üzere aday olduğu 2016 AvrupaFutbol Şampiyonası’nı düzenleyecek ülke bugün İsviçre’de yapılacak toplantıda açıklanacak
UEFA Yönetim Kurulu bugün Cenevre’de düzenleyeceği toplantıda 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası’na ev sahipliği yapacak ülkeyi belirleyecek.
24 takımın yer alacağı ilk Avrupa Şampiyonası olacak EURO 2016’ya ev sahipliği yapmak üzere beş ülkeyi temsil eden dört başvuru yapıldı.
Türkiye Futbol Federasyonu’nun Şubat 2009’da resmi başvuruda bulunduğu turnuvayı düzenlemek için Türkiye, İtalya ve Fransa tek başına aday olurken Norveç ile İsveç ortak adaylık başvurusunda bulundu. Aralık ayının başında İsveç ve Norveç hükümetlerinin organizasyona finansal destek sağlamayacaklarını ülke futbol federasyonlarına bildirmesinin ardından İsveç-Norveç ortaklığı adaylıktan çekildiğini açıkladı.
Türkiye bugün Cenevre’de yapılacak UEFA Yönetim Kurulu toplantısında Fransa ve İtalya ile yarışacak. Fransa ve İtalya daha önce bu turnuvayı 2’şer kez düzenlemişti.
Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener, Türkiye’nin böyle bir organizasyona “3 kez aday olan tek ülke” olarak ciddiyetini ispatladığını belirtirken, UEFA’nın sağlıklı bir değerlendirme yapması halinde ev sahipliğini almalarından başka ihtimal görmediğini söyledi.
Özgener, “Türkiye büyük bir pazar, ama sadece Türkiye olarak düşünmemek lazım. Avrupa Futbol Şampiyonası’nın Türkiye’ye verilmesi bölge ülkelerinde de büyük etki doğuracak. Mart ayından bu yana yoğun bir çalışma içindeyiz. Rakiplerimize göre daha iyi hazırlandığımızı düşünüyorum” diye konuştu.
İlk sunum Türkiye’nin
Ev sahibi ülke, Cenevre’de bulunan Espace HippomËne Kültür Merkezi’nde düzenlenecek törende Avrupa merkez saati ile 13.00’de UEFA Başkanı tarafından ilan edilecek. 09.30 itibariyle başlayan sunumlarda öncelik Türkiye Futbol Federasyonu’nun. Her bir adaya sunum için tanınan süre 30 dakika. Bu sürede Federasyon Başkanı Mahmut Özgener’in de aralarında bulunduğu konuşmacılar UEFA yetkililerine seslenecekler.
OYLAMA PROSEDÜRÜ
Oylama sürecinde, üç aday olduğu için, UEFA Yönetim Kurulu'nun oylamada bulunma hakkı olan üyelerinin, adayları seçime göre yükselen bir sıralamayla belirtme zorunlulukları bulunuyor. Bu bağlamda, oy hakkı olan üyeler en çok tercih ettikleri adaydan en az tercih ettikleri adaya doğru bir sıralama yapacaklar ve en az tercih edilen aday bir puan alırken, ikinci sıradaki ülke iki ve ilk sıradaki ülke, kurallara göre, toplam aday sayısı artı iki puan, yani 5 puan alarak oylamaya dahil olacak.
İlk tur oylama sonucunda son sırada kalan ülke oylama dışı kalacak ve kalan iki ülke arasında bir oylama daha yapılarak EURO 2016'ya ev sahipliği yapacak ülke belirlenecek. İlk turda iki ve üçüncü sırayı alan ülkelerin puanlarının eşit olması halinde ise bu ülkeler arasında bir oylama daha yapılacak. Final turuna kalan ülke bu şekilde belirlenecek.
Bu değerlendirme ve oylama sürecinin ardından, kazanan ülkeyi saat 13.00'te (merkezi Avrupa saati) UEFA Başkanı Platini açıklayacak. Açıklama hem internet ortamından hem de televizyon kanallarından canlı olarak verilecek. Açıklamanın ardından kazanan ülke ve UEFA yetkilileri ortak bir basın toplantısı düzenleyecek.
Gül, destek için İsviçre’de
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye’nin adaylığı kapsamında yürütülen çalışmalara en üst düzeyde destek amacıyla İsviçre’nin Cenevre kentine gitti. Tanıtım etkinliğine katılacak Gül, oylama öncesinde gerçekleştirilecek nihai sunum kapsamında da UEFA Yönetim Kurulu üyelerine hitap edecek ve Avrupa Futbol Şampiyonası’nın tarihinde ilk kez Türkiye’de düzenlenmesinin önemini vurgulayacak. Gül’e Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak eşlik edecek. Brezilya’da bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise Türkiye’nin sunumu sırasında görüntülü telefonla canlı bağlantı yapacak.
Sarkozy’den karşı atak
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Cenevre’ye geleceği haberini alan Fransa da Türkiye’nin bu hamlesine karşılık harekete geçti. Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, ülkesine destek toplamak ve girişimlerde bulunmak için bugün bir çok bakanı ile birlikte Cenevre’de olacak. Bu arada UEFA Başkanı Michel Platini de, “Herkes benim Fransız olduğumu biliyor ama ben işimi her şeyden üstün tutarım” açıklaması yaptı.
MİLLİYET
27 Mayıs 2010 Perşembe
KARPUZUN FAYDALARI
Karpuzun Faydalarından Yararlanma Önerileri
Sıcak yaz günlerinde herkesin severek tükettiği karpuzun bir çok faydası bulunuyor. Uzmanlar karpuzun faydasından maksimum derecede yararlanmak için şu önerilerde bulunuyor.
Sıcak yaz günlerinde herkesin severek tükettiği karpuzun bir çok faydası bulunuyor. Uzmanlar karpuzun faydasından maksimum derecede yararlanmak için karpuzun aç karınla çekirdekleriyle birlikte tüketilmesini tavsiye ediyor.
Sakarya Vatan Hastanesi Başhekimi Dursun Bostancı, karpuzun bir çok faydası olduğunu belirterek, maksimum fayda sağlamak için karpuzun aç karnına ve çekirdekleriyle birlikte tüketilmesini önerdi. Bostancı, karpuzun kan basıncı ve böbrek fonksiyonlarını düzenlediği, ayrıca kanserden koruduğunu söyledi.
Karpuzun çekirdekleriyle birlikte tüketilmesini tavsiye eden Bostancı , karpuz çekirdeğinde kan basıncısı ve börek fonksiyonunu düzenlemeye yardımcı olan 'cucurbocitrin' adlı madde bulunduğunu belirtti.
Bostancı "Çekirdekler ağızda parçalanırsa faydası daha çok görülüyor. Karpuz çekirdeği kalbe de faydalıdır. Ayrıca içerdiği Likopen maddi kalbi enfarktüsten koruyor." dedi.
Karpuzun lif yönünden çok zengin olduğunu ve bağırsak hareketlerinin düzenleyici ve kanserden koruyucu özelliği bulunduğunu vurgulayan Bostancı, karpuzun yağ ve kolesterol içermediğine dikkat çekti.
Bu sebeple karpuzun sık sık tüketilmesinini öneren Bostancı şu bilgileri verdi: "Karpuzun çok sık tüketilmesinde hiçbir sakınca yok, aksine faydası vardır.
Karpuzun büyük bir kısmının su olması sebebiyle yaz aylarında su kaybını önler. Bu özelliği ile böbrekleri çalıştırır, idrarı düzenler. B ve C vitaminini yoğun olarak içermesi sebebiyle karpuz bir zindelik ve enerji deposudur.
Ayrıca kilo vermeyi de kolaylaştırır. Lif yönünden zenin olması sebebiyle bağırsak hareketlerini düzenler kanserden korur."
AÇ KARNINA TÜKETİN
Karpuzu açken tüketilmesinin önemli olduğunun altını çizen Bostancı, aç karnına tüketilen karpuzun maksimim fayda sağlayacağının altını çizdi. Bostancı, "Karpuz yemeklerden sonra değil yemekten önce ya da yemekten epey bir süre sonra tüketilmelidir.
Yemekten hemen sonra tüketilirse sindirim zorluğu oluşur. Ancak aç karnına tüketildiğinde maksimum fayda sağlar." diye konuştu.
(CİHAN)
AA
Sıcak yaz günlerinde herkesin severek tükettiği karpuzun bir çok faydası bulunuyor. Uzmanlar karpuzun faydasından maksimum derecede yararlanmak için şu önerilerde bulunuyor.
Sıcak yaz günlerinde herkesin severek tükettiği karpuzun bir çok faydası bulunuyor. Uzmanlar karpuzun faydasından maksimum derecede yararlanmak için karpuzun aç karınla çekirdekleriyle birlikte tüketilmesini tavsiye ediyor.
Sakarya Vatan Hastanesi Başhekimi Dursun Bostancı, karpuzun bir çok faydası olduğunu belirterek, maksimum fayda sağlamak için karpuzun aç karnına ve çekirdekleriyle birlikte tüketilmesini önerdi. Bostancı, karpuzun kan basıncı ve böbrek fonksiyonlarını düzenlediği, ayrıca kanserden koruduğunu söyledi.
Karpuzun çekirdekleriyle birlikte tüketilmesini tavsiye eden Bostancı , karpuz çekirdeğinde kan basıncısı ve börek fonksiyonunu düzenlemeye yardımcı olan 'cucurbocitrin' adlı madde bulunduğunu belirtti.
Bostancı "Çekirdekler ağızda parçalanırsa faydası daha çok görülüyor. Karpuz çekirdeği kalbe de faydalıdır. Ayrıca içerdiği Likopen maddi kalbi enfarktüsten koruyor." dedi.
Karpuzun lif yönünden çok zengin olduğunu ve bağırsak hareketlerinin düzenleyici ve kanserden koruyucu özelliği bulunduğunu vurgulayan Bostancı, karpuzun yağ ve kolesterol içermediğine dikkat çekti.
Bu sebeple karpuzun sık sık tüketilmesinini öneren Bostancı şu bilgileri verdi: "Karpuzun çok sık tüketilmesinde hiçbir sakınca yok, aksine faydası vardır.
Karpuzun büyük bir kısmının su olması sebebiyle yaz aylarında su kaybını önler. Bu özelliği ile böbrekleri çalıştırır, idrarı düzenler. B ve C vitaminini yoğun olarak içermesi sebebiyle karpuz bir zindelik ve enerji deposudur.
Ayrıca kilo vermeyi de kolaylaştırır. Lif yönünden zenin olması sebebiyle bağırsak hareketlerini düzenler kanserden korur."
AÇ KARNINA TÜKETİN
Karpuzu açken tüketilmesinin önemli olduğunun altını çizen Bostancı, aç karnına tüketilen karpuzun maksimim fayda sağlayacağının altını çizdi. Bostancı, "Karpuz yemeklerden sonra değil yemekten önce ya da yemekten epey bir süre sonra tüketilmelidir.
Yemekten hemen sonra tüketilirse sindirim zorluğu oluşur. Ancak aç karnına tüketildiğinde maksimum fayda sağlar." diye konuştu.
(CİHAN)
AA
26 Mayıs 2010 Çarşamba
BİR YİĞİT VARDI
Adnan Menderes'in Osmanlı'ya vefası
27 Mayıs 2010 08:21
Kitap
Menderes, Paris gezisinde Büyükelçi'ye "Osmanoğulları Ailesinin Paris'te yaşıyor olması gerek. Benlar ne yer, ne içer, ne ile geçinir?" diye sordu. Büyükelçi'nin ilgisizliğini görünce bakın neler oldu?
Adnan Menderes... Türk siyasi tarihinin yitik efsanesi. Türkiye yakın tarihinde boy gösteren burjuva halk mücadelesinin ortaya çıkardığı bir halk kahramanı. Demokrasinin Türkiye yolculuğunda önemli bir durak.
Sonu idamla biten her hikayenin mutlaka bir mücadele tarafı vardır. Bir Yiğit Vardı isimli kitap da tam anlamıyla bu mücadeleyi gözler önüne seriyor.
Adnan Menderes'in yetiştiği dönemden, Milli Mücadele dönemindeki rolüne, M. Kemal Atatürk'ten sonra şekillenen Türk siyasetindeki konumuna, Demokrat Parti'nin oluşumuna, Başbakan Menderes'in başını çektiği değişime, yeni Türkiye'yi inşa sürecine ve günün birinde bir komplo serisiyle Yassıada'ya gönderilişine yer veriyor.
Bu kitabın ortaya koyduğu Menderes resmi, belki de bugüne kadar bilinenlerden çok farklı ve zengin bir kimliğe sahip. Osmanlıyı, Kurtuluş Savaşını, Türkiye Cumhuriyetinin Kuruluşunu, Tek Parti ve Demokrasi dönemini görmekle yetinmeyip burada kendi kaderine biçilen rolleri başarıyla yerine getiren, tüm bunları yaşarken de özünden, içinden çıktığı toplumdan kopmayan sıradışı bir Menderes var karşımızda. Sıradışı bir siyasetçinin şekillendirdiği sıradışı bir Ankara ve kalıplarını aşan bir Türkiye modeli var Bir Yiğit Vardı'nın sayfaları arasında.
Bir de hüzün... 'Menderes ve kaderinin ağırlığı' kitabın sayfalarında acıyla birlikte yer almış. Sonu bilinen bir yolun hikayesini yalın bir dil ve bilinmeyen hatıralarla örgülemiş yazar. Ailesinin o günlerde yaşadıklarına da tercüman olmuş. Aydın Menderes'i dinlemiş neler yaşadıklarını cümle cümle dinlemiş..
Bir Yiğit Vardı hem Menderes'in hayatı ile ilgili bugüne kadar yazılmış eserlerle kıyaslandığında önemli bir biyografi eseri olmakla birlikte, darbelerin anası sayılan 27 Mayıs'ı tüm yönleriyle sorguluyor.
Darbenin sonucunda halkın desteği ile iktidara gelen 'halk kahramanı' olmuş bir ismin idam edilmesinin toplumda oluşturduğu travma ve ülke gelişimine ne denli bir sekte vurulduğunu da yansıtan kitap'ta yer alan iki ilginç olayı haber 7 kitap sayfası olarak sizler için alıntıladık:
Celal Bayar'ın Menderes'i Tercih Sebepleri
Celal Bayar'ın Menderes'i tercihi kimilerini şaşırttı. Halbuki Bayar, ne kadar isabetli bir tercih yaptığını yıllar sonra dile getirecek ve Men¬deres için şöyle diyecekti:
"Zeki bir adamdı. Kafası ve yüreği muvazeneli idi. Fikirlerini, vic¬danının adaletine uğratmadan tatbikata götürmezdi. Onun için bir fikrin güzelliği değil, doğruluğu önemli idi. Kuvvetli bir mantığı vardı. Fikirlerini sonuna kadar savunmayı severdi. Kendisinde halkın içinde yaşamanın, halkın içinden gelmenin gücü vardı. Memleketi iyi tanı¬yordu. Kusursuz bir vatanperverdi. Bu yüzden düşüncelerinde büyük bir çoklukla haklı çıkıyordu. Fikirleri azınlıkta kaldığı zaman neden yanlış düşündüğünün sebeplerini arardı. "Büyük ve Kuvvetli Türkiye" idea¬line inanmıştı. Memleketinde büyük ve kuvvetli olmak için gereken bütün imkânların olduğunu da iyi biliyordu. Bu ideale çok çalışarak ulaşılacağını iyi bilir bunun için de gerçekten çok çalışırdı."
Bayar'a göre Menderes, halk iradesi felsefesine çok bağlı, milletten başka dayanacak güç olmadığına iman etmiş, tam bir demokrattı. Tek kuvvet ve tek irade olarak halka dayanmıştı. Halk da onu zamanla ta¬nımış ve sevmişti.
Menderes'in gücü 'halkın içinde yaşamış ve onun içinden gelmesin¬den' kaynaklanıyordu. Dönemin Türkiye'si, her dört kişiden üçünün köyde yaşadığı bir ülkeydi. Menderes, toprakla iç içe geçmiş bir hayatın içinden, köylülerin yanından geliyordu. Oylamaya büyük saygısı oldu¬ğunu kongre çalışmaları sırasında görmüştü. Kendi fikrini sonuna kadar savunmayı çok seven Menderes, çoğunluğun kararına uymaktan da hiç çekinmiyordu.
Bayar, köylüyü ve toprağı çok iyi tanıyan yeni başbakanın yabancı dil bilen, üniversite mezunu, Ankara ve İzmir gibi iki büyük şehirde yaşamış; ülkenin Batılı yüzünü de iyi bildiğinin farkındaydı. Ona göre Menderes, "Halkın psikolojisini, özellikle köylünün psikolojisini anlı¬yordu ve liderlik için gerekli niteliklere sahipti."
1950'de iktidara geldiğinde Adnan Menderes'i başbakan yapma¬yı zaten çoktandır kafasına koymuştu. "Çünkü" diyordu seneler son¬ra, "Sadece Menderes, ülkeye gelişmiş Batı'yı yakalamak için mutlaka gerekli olan modern ve ilerici bir liderlik yapacak kişilik ve görünüşe sahipti..."
Türkiye'nin ilk sivil Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Menderes'in sa¬dece başarılı bir başbakan değil; halkın çok seveceği bir lider olacağını da sezinlemişti. Menderes, halkına dayanmaktan başka destek aramaya¬cak, hitabeti çok güçlü bir politikacıydı; halkın da kısa sürede kendisini sevip bağrına basacağı belliydi. Milyonlarca insan, kısa süre içinde Ona karşı Bayar'ın tanımıyla 'sihirli bir muhabbet' duyabilirdi.
Nitekim öyle oldu. Celal Bayar yanılmadı. Menderes, halkını tanı¬yan ve halkın sevdiği bir lider olarak Türkiye'nin Batı'yı yakalamasını 10 yıllık başbakanlığı süresince kendisi için en önemli görev olarak ka¬bul etti. Adnan Menderes'in her mitingi, yüz binlerin akın ettiği mey¬danlarda yapıldı. Adı ve soyadı, binlerce çocuğa isim oldu. Halk, bu yeni başbakanını sevdi. O kadar çok sevdi ki uzun yıllar geçse de bu sevgi hiç bitmedi.
***
ABDÜLHAMİD'İN AİLESİNİ TANIMAYAN BÜYÜKELÇİYİ KOVMAKTAN BETER ETTİ
Menderes'in izlediği model, Osmanlı'ya olan hayranlığı ve biraz da vefasından ileri geliyordu. 1952'lerde NATO toplantısı için gittiği Paris'te yaşananlar Osmanlı için taşıdığı hassasiyetin delili gibiydi.
Paris Gezisi sırasında aklı fikri 28 yıl önce Paris'e sürülmüş Abdülhamid Han'ın ailesindeydi. Paris Büyükelçisini yanına çağırdı. Büyükelçi'ye "Osmanoğulları Ailesinin Paris'te yaşıyor olması gerek. Benlar ne yer, ne içer, ne ile geçinir?" diye sordu.
Büyükelçi'nin bu soruya hemen cevap verememesi Osmanoğullarına karşı ilgisizliğindendi. Menderes kızdı. "24 saat içinde ya Osmanoğullar hakkında bilgi getirin ya da istifanızı!" diyerek sitemini iletti.
Kısa zaman içinde ne olup bittiğini öğrendi. Hanedana ait kimselerden bazıları malesef geçimini temin etmek için Fransız askerlerinin bulaşıklarını yıkıyordu.
Menderes, önce çılgına döndü sonra düşünceye daldı. Düşündükçe gözleri buğulanayordu.
Tarihe büyük merakı olan Menderes, Fransa Kralı Fransuva'nın za¬manında Kanuni Sultan Süleyman'dan nasıl yardım dilendiğini aklına getiriyor ve kahroluyordu. Fransa Kralı'nın yardım talebine karşı gön¬derdiği fermanda, "Kurtuluşunuz konusunda bizden yardım talep edi¬yorsunuz. Söylediğiniz her şey dünyayı idare eden tahtımızın ayaklarına arz olunmuştur." diyen Kanuni'nin hanedanı nasıl olur da Fransızların bulaşıklarını yıkar diye iç geçiriyordu. Türkiye'ye döner dönmez Cum¬hurbaşkanı Celal Bayar'a hissiyatını paylaştı. "Hanedan mensupları Türkiye'ye döndürülmeli" dedi.
O gün için böyle bir hamle risk gibi görülüyordu. Siyasi dengeler ne olurdu? Menderes, ısrar etti: Hiç olmazsa kadınları getirtelim. Bu top¬rakları ve şanlı tarihi bize bırakanların kadınları Fransız erkeklerinin bulaşıklarını yıkamamalı. Öyle olacağına gelsinler kendi milletlerinin erkeklerinin bulaşıklarını yıkasınlar."
Direnen Menderes, isteğini kabul ettirdi. Ve anında bir kanun tek¬lifi hazırlatarak Meclis'ten geçirtti.
Beyefendi Siz Başvekil Adnan Menderes Değil misiniz
Böylece Sultan II. Abdülhamid'in hanımı ve kızı Türkiye'ye döne¬bildi. İstanbul'a yerleştirildiler. Teşvikiye'deki evlerinde bir sabah erken saatte kapının zili çaldı. Kapıyı Abdülhamid'in kızı Ayşe açtı, "Buyu¬run efendim, bir arzunuz mu vardı?" diye sordu.
Gelen kişi Menderes'ti. "Şayet kabul buyururlarsa Valide Sultan'ı görmek istiyorum." diyordu. Kızı annesine ne yapacağını sorduktan sonra başvekil içeri buyur edil¬di. Salon tam bir Osmanlı evi gibi döşenmişti.
Başında tülbent elinde tespihliyle zikrini tamamladıktan sonra, "Berhudar olasın evlâdım, hoş geldiniz..." dedi Menderes'e.
O da, "Teşekkür ederim Valide hazretleri; hoş bulduk... " diye karşılık verdi ve Müşfika Hanım'ın elini öptü. O sırada Ayşe Hanım'da Menderes'i ancak tanıyabildi ve "Beyefendi! Siz Başvekil Adnan Menderes, değil misiniz?" diye sordu. Misafirin Başve¬kil Menderes, olduğu anlaşılınca bir telaş hâli başladı.
"Beyefendi, niçin önceden haberimiz olmadı? Böyle, hazırlıksız ve gâfil avlandık" denince Menderes, de, "Zararı yok efendim. Bendeniz Valide hazretlerinin elini öperek hayır duâsını almak ve bir ihtiyacınız olup olmadığını öğrenmek için geldim."
HABER7
Kitapla ilgili teknik bilgiler
Bu kitabın yazarı Erdal Şen genç yaşına rağmen ömrünün önemli bir bölümünü Adnan Menderes ve Demokrat Partiyle ilgili çalışmalara ayırmıştır. Bu süre içerisinde benimle de birçok vesile ile bu konularla ilgili görüşmeler yapmıştır.
Erdal Şen her şeyden önce gayet titiz ve tarafsız bir araştırmacıdır. Yorumlarını doğrulukları tartışılmaz belgeler üzerine inşa etmiştir. Elinizdeki kitap Adnan Menderes’in biyografisi ile ilgili sıradan bir kitap değildir. Bu kitapta Adnan Menderes hem gayet geniş hem de derin bir şekilde ele alınmıştır. Adnan Menderes’in bir insan olarak tasvirinden, yaşadığı dönemin iç ve dış olaylarına kadar her husus bu kitabı çok iddialı kılacak bir ölçüde ele alınmıştır.
Bu kitap aydınlatıcı, ufuk açıcı ve bundan sonraki araştırmacılar için öncülük görevi üstlenecek bir kitaptır.
Yazarı Erdal Şen’i derin bir takdirle kutluyor ve bu kitabı Adnan Menderes’le ilgilenen ve ilgilenecek herkese tavsiye ediyorum.
Aydın MENDERES
27 Mayıs 2010 08:21
Kitap
Menderes, Paris gezisinde Büyükelçi'ye "Osmanoğulları Ailesinin Paris'te yaşıyor olması gerek. Benlar ne yer, ne içer, ne ile geçinir?" diye sordu. Büyükelçi'nin ilgisizliğini görünce bakın neler oldu?
Adnan Menderes... Türk siyasi tarihinin yitik efsanesi. Türkiye yakın tarihinde boy gösteren burjuva halk mücadelesinin ortaya çıkardığı bir halk kahramanı. Demokrasinin Türkiye yolculuğunda önemli bir durak.
Sonu idamla biten her hikayenin mutlaka bir mücadele tarafı vardır. Bir Yiğit Vardı isimli kitap da tam anlamıyla bu mücadeleyi gözler önüne seriyor.
Adnan Menderes'in yetiştiği dönemden, Milli Mücadele dönemindeki rolüne, M. Kemal Atatürk'ten sonra şekillenen Türk siyasetindeki konumuna, Demokrat Parti'nin oluşumuna, Başbakan Menderes'in başını çektiği değişime, yeni Türkiye'yi inşa sürecine ve günün birinde bir komplo serisiyle Yassıada'ya gönderilişine yer veriyor.
Bu kitabın ortaya koyduğu Menderes resmi, belki de bugüne kadar bilinenlerden çok farklı ve zengin bir kimliğe sahip. Osmanlıyı, Kurtuluş Savaşını, Türkiye Cumhuriyetinin Kuruluşunu, Tek Parti ve Demokrasi dönemini görmekle yetinmeyip burada kendi kaderine biçilen rolleri başarıyla yerine getiren, tüm bunları yaşarken de özünden, içinden çıktığı toplumdan kopmayan sıradışı bir Menderes var karşımızda. Sıradışı bir siyasetçinin şekillendirdiği sıradışı bir Ankara ve kalıplarını aşan bir Türkiye modeli var Bir Yiğit Vardı'nın sayfaları arasında.
Bir de hüzün... 'Menderes ve kaderinin ağırlığı' kitabın sayfalarında acıyla birlikte yer almış. Sonu bilinen bir yolun hikayesini yalın bir dil ve bilinmeyen hatıralarla örgülemiş yazar. Ailesinin o günlerde yaşadıklarına da tercüman olmuş. Aydın Menderes'i dinlemiş neler yaşadıklarını cümle cümle dinlemiş..
Bir Yiğit Vardı hem Menderes'in hayatı ile ilgili bugüne kadar yazılmış eserlerle kıyaslandığında önemli bir biyografi eseri olmakla birlikte, darbelerin anası sayılan 27 Mayıs'ı tüm yönleriyle sorguluyor.
Darbenin sonucunda halkın desteği ile iktidara gelen 'halk kahramanı' olmuş bir ismin idam edilmesinin toplumda oluşturduğu travma ve ülke gelişimine ne denli bir sekte vurulduğunu da yansıtan kitap'ta yer alan iki ilginç olayı haber 7 kitap sayfası olarak sizler için alıntıladık:
Celal Bayar'ın Menderes'i Tercih Sebepleri
Celal Bayar'ın Menderes'i tercihi kimilerini şaşırttı. Halbuki Bayar, ne kadar isabetli bir tercih yaptığını yıllar sonra dile getirecek ve Men¬deres için şöyle diyecekti:
"Zeki bir adamdı. Kafası ve yüreği muvazeneli idi. Fikirlerini, vic¬danının adaletine uğratmadan tatbikata götürmezdi. Onun için bir fikrin güzelliği değil, doğruluğu önemli idi. Kuvvetli bir mantığı vardı. Fikirlerini sonuna kadar savunmayı severdi. Kendisinde halkın içinde yaşamanın, halkın içinden gelmenin gücü vardı. Memleketi iyi tanı¬yordu. Kusursuz bir vatanperverdi. Bu yüzden düşüncelerinde büyük bir çoklukla haklı çıkıyordu. Fikirleri azınlıkta kaldığı zaman neden yanlış düşündüğünün sebeplerini arardı. "Büyük ve Kuvvetli Türkiye" idea¬line inanmıştı. Memleketinde büyük ve kuvvetli olmak için gereken bütün imkânların olduğunu da iyi biliyordu. Bu ideale çok çalışarak ulaşılacağını iyi bilir bunun için de gerçekten çok çalışırdı."
Bayar'a göre Menderes, halk iradesi felsefesine çok bağlı, milletten başka dayanacak güç olmadığına iman etmiş, tam bir demokrattı. Tek kuvvet ve tek irade olarak halka dayanmıştı. Halk da onu zamanla ta¬nımış ve sevmişti.
Menderes'in gücü 'halkın içinde yaşamış ve onun içinden gelmesin¬den' kaynaklanıyordu. Dönemin Türkiye'si, her dört kişiden üçünün köyde yaşadığı bir ülkeydi. Menderes, toprakla iç içe geçmiş bir hayatın içinden, köylülerin yanından geliyordu. Oylamaya büyük saygısı oldu¬ğunu kongre çalışmaları sırasında görmüştü. Kendi fikrini sonuna kadar savunmayı çok seven Menderes, çoğunluğun kararına uymaktan da hiç çekinmiyordu.
Bayar, köylüyü ve toprağı çok iyi tanıyan yeni başbakanın yabancı dil bilen, üniversite mezunu, Ankara ve İzmir gibi iki büyük şehirde yaşamış; ülkenin Batılı yüzünü de iyi bildiğinin farkındaydı. Ona göre Menderes, "Halkın psikolojisini, özellikle köylünün psikolojisini anlı¬yordu ve liderlik için gerekli niteliklere sahipti."
1950'de iktidara geldiğinde Adnan Menderes'i başbakan yapma¬yı zaten çoktandır kafasına koymuştu. "Çünkü" diyordu seneler son¬ra, "Sadece Menderes, ülkeye gelişmiş Batı'yı yakalamak için mutlaka gerekli olan modern ve ilerici bir liderlik yapacak kişilik ve görünüşe sahipti..."
Türkiye'nin ilk sivil Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Menderes'in sa¬dece başarılı bir başbakan değil; halkın çok seveceği bir lider olacağını da sezinlemişti. Menderes, halkına dayanmaktan başka destek aramaya¬cak, hitabeti çok güçlü bir politikacıydı; halkın da kısa sürede kendisini sevip bağrına basacağı belliydi. Milyonlarca insan, kısa süre içinde Ona karşı Bayar'ın tanımıyla 'sihirli bir muhabbet' duyabilirdi.
Nitekim öyle oldu. Celal Bayar yanılmadı. Menderes, halkını tanı¬yan ve halkın sevdiği bir lider olarak Türkiye'nin Batı'yı yakalamasını 10 yıllık başbakanlığı süresince kendisi için en önemli görev olarak ka¬bul etti. Adnan Menderes'in her mitingi, yüz binlerin akın ettiği mey¬danlarda yapıldı. Adı ve soyadı, binlerce çocuğa isim oldu. Halk, bu yeni başbakanını sevdi. O kadar çok sevdi ki uzun yıllar geçse de bu sevgi hiç bitmedi.
***
ABDÜLHAMİD'İN AİLESİNİ TANIMAYAN BÜYÜKELÇİYİ KOVMAKTAN BETER ETTİ
Menderes'in izlediği model, Osmanlı'ya olan hayranlığı ve biraz da vefasından ileri geliyordu. 1952'lerde NATO toplantısı için gittiği Paris'te yaşananlar Osmanlı için taşıdığı hassasiyetin delili gibiydi.
Paris Gezisi sırasında aklı fikri 28 yıl önce Paris'e sürülmüş Abdülhamid Han'ın ailesindeydi. Paris Büyükelçisini yanına çağırdı. Büyükelçi'ye "Osmanoğulları Ailesinin Paris'te yaşıyor olması gerek. Benlar ne yer, ne içer, ne ile geçinir?" diye sordu.
Büyükelçi'nin bu soruya hemen cevap verememesi Osmanoğullarına karşı ilgisizliğindendi. Menderes kızdı. "24 saat içinde ya Osmanoğullar hakkında bilgi getirin ya da istifanızı!" diyerek sitemini iletti.
Kısa zaman içinde ne olup bittiğini öğrendi. Hanedana ait kimselerden bazıları malesef geçimini temin etmek için Fransız askerlerinin bulaşıklarını yıkıyordu.
Menderes, önce çılgına döndü sonra düşünceye daldı. Düşündükçe gözleri buğulanayordu.
Tarihe büyük merakı olan Menderes, Fransa Kralı Fransuva'nın za¬manında Kanuni Sultan Süleyman'dan nasıl yardım dilendiğini aklına getiriyor ve kahroluyordu. Fransa Kralı'nın yardım talebine karşı gön¬derdiği fermanda, "Kurtuluşunuz konusunda bizden yardım talep edi¬yorsunuz. Söylediğiniz her şey dünyayı idare eden tahtımızın ayaklarına arz olunmuştur." diyen Kanuni'nin hanedanı nasıl olur da Fransızların bulaşıklarını yıkar diye iç geçiriyordu. Türkiye'ye döner dönmez Cum¬hurbaşkanı Celal Bayar'a hissiyatını paylaştı. "Hanedan mensupları Türkiye'ye döndürülmeli" dedi.
O gün için böyle bir hamle risk gibi görülüyordu. Siyasi dengeler ne olurdu? Menderes, ısrar etti: Hiç olmazsa kadınları getirtelim. Bu top¬rakları ve şanlı tarihi bize bırakanların kadınları Fransız erkeklerinin bulaşıklarını yıkamamalı. Öyle olacağına gelsinler kendi milletlerinin erkeklerinin bulaşıklarını yıkasınlar."
Direnen Menderes, isteğini kabul ettirdi. Ve anında bir kanun tek¬lifi hazırlatarak Meclis'ten geçirtti.
Beyefendi Siz Başvekil Adnan Menderes Değil misiniz
Böylece Sultan II. Abdülhamid'in hanımı ve kızı Türkiye'ye döne¬bildi. İstanbul'a yerleştirildiler. Teşvikiye'deki evlerinde bir sabah erken saatte kapının zili çaldı. Kapıyı Abdülhamid'in kızı Ayşe açtı, "Buyu¬run efendim, bir arzunuz mu vardı?" diye sordu.
Gelen kişi Menderes'ti. "Şayet kabul buyururlarsa Valide Sultan'ı görmek istiyorum." diyordu. Kızı annesine ne yapacağını sorduktan sonra başvekil içeri buyur edil¬di. Salon tam bir Osmanlı evi gibi döşenmişti.
Başında tülbent elinde tespihliyle zikrini tamamladıktan sonra, "Berhudar olasın evlâdım, hoş geldiniz..." dedi Menderes'e.
O da, "Teşekkür ederim Valide hazretleri; hoş bulduk... " diye karşılık verdi ve Müşfika Hanım'ın elini öptü. O sırada Ayşe Hanım'da Menderes'i ancak tanıyabildi ve "Beyefendi! Siz Başvekil Adnan Menderes, değil misiniz?" diye sordu. Misafirin Başve¬kil Menderes, olduğu anlaşılınca bir telaş hâli başladı.
"Beyefendi, niçin önceden haberimiz olmadı? Böyle, hazırlıksız ve gâfil avlandık" denince Menderes, de, "Zararı yok efendim. Bendeniz Valide hazretlerinin elini öperek hayır duâsını almak ve bir ihtiyacınız olup olmadığını öğrenmek için geldim."
HABER7
Kitapla ilgili teknik bilgiler
Bu kitabın yazarı Erdal Şen genç yaşına rağmen ömrünün önemli bir bölümünü Adnan Menderes ve Demokrat Partiyle ilgili çalışmalara ayırmıştır. Bu süre içerisinde benimle de birçok vesile ile bu konularla ilgili görüşmeler yapmıştır.
Erdal Şen her şeyden önce gayet titiz ve tarafsız bir araştırmacıdır. Yorumlarını doğrulukları tartışılmaz belgeler üzerine inşa etmiştir. Elinizdeki kitap Adnan Menderes’in biyografisi ile ilgili sıradan bir kitap değildir. Bu kitapta Adnan Menderes hem gayet geniş hem de derin bir şekilde ele alınmıştır. Adnan Menderes’in bir insan olarak tasvirinden, yaşadığı dönemin iç ve dış olaylarına kadar her husus bu kitabı çok iddialı kılacak bir ölçüde ele alınmıştır.
Bu kitap aydınlatıcı, ufuk açıcı ve bundan sonraki araştırmacılar için öncülük görevi üstlenecek bir kitaptır.
Yazarı Erdal Şen’i derin bir takdirle kutluyor ve bu kitabı Adnan Menderes’le ilgilenen ve ilgilenecek herkese tavsiye ediyorum.
Aydın MENDERES
HAC KURALARININ SONUÇLARI AÇIKLANDI
Binlerce Hacı Adayının Heyecanla Beklediği Hac Kura Sonuçları Saat: 21:00'de Diyanet İşleri Başkanlığınca Açıklanacaktır. T.C. Numaranızla sonuçlarınızı öğrenebilisriniz
HAC KURA SONUÇLARI İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ
HAC KURA SONUÇLARI İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ
24 Mayıs 2010 Pazartesi
iban NUMARASI
1. IBAN (Uluslararası Banka Hesap Numarası - International Bank Account Number) Nedir?
IBAN, bankalardaki mevcut müşteri hesaplarının yerine kullanılacak olan ve para transferlerinin hızlı, hatasız ve az maliyetle gerçekleştirilmesi amacıyla belirli bir standarda göre oluşturulan uluslararası banka hesap numarasıdır.
IBAN'a ilişkin söz konusu standarda göre, ülke genelinde standart uzunlukta ve yapıda bir banka müşteri hesap numarası oluşturulması gerekmektedir. Her ülkenin IBAN numarası uzunluğu farklı ancak en fazla 34 karakterden oluşmaktadır. Bugün Avrupa Birliği ülkelerinin yanısıra bir çok ülkede de IBAN kullanılmaktadır.
2. IBAN'ın Amacı Nedir?
IBAN'ın amacı, bankalardaki her bir müşteri hesap numarasını uluslararası ölçekte tanımlamak suretiyle, para transferlerinin hatasız ve hızlı bir şekilde gerçekleşmesini sağlamaktır.
3. IBAN'ın Yararı Nedir?
IBAN kullanılmadığında, hesap numaralarında belli bir standart olmadığı için numaranın doğruluğundan emin olunamamaktadır. Hatalı yazılan hesap numarası sonucunda para transferi işleminin gerçekleşmemesi veya yanlış hesaba gönderilmesi durumunda hatayı düzeltmek zaman almakta ve ek maliyetlerin oluşmasına neden olmaktadır.
Ancak, IBAN ile hesap numaraları belli bir standarda göre düzenlendiğinden ve bankalarca matematiksel olarak kontrol edilmesi zorunlu olduğundan para transferlerindeki söz konusu hatalar en aza indirilmektedir.
4.Türkiye'de IBAN Kullanımı Konusunda Bir Düzenleme Mevcut mudur?
2008/6 Sayılı Uluslararası Banka Hesap Numarası Hakkında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Tebliği(*) 10.10.2008 tarih, 27020 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. Söz konusu Tebliğe, Bankamız internet sitesindeki (http://www.tcmb.gov.tr) Banka Hakkında/Mevzuat/Bankacılık/Karar,Tebliğ ve Genelgeler/Uluslararası Banka Hesap Numarası Hakkında Tebliğ bölümünden ulaşılması mümkün bulunmaktadır.
5. Türkiye'de IBAN'ın Yapısı
Türkiye'de bankalar tarafından müşterilere verilecek IBAN, yalnızca bir hesabı işaret eder ve 26 sayısal/alfabetik karakterden oluşur. IBAN Türkiye formatı ayrıca ülkelerin IBAN formatlarını tescile yetkili kuruluş olan SWIFT'in internet sitesinde de (www.swift.com) yer almaktadır.
TR XX YYYYY 0 ZZZZZZZZZZZZZZZZ
Ülke Kodu Kontrol Basamakları Banka Kodu Rezerv Alan 16 Basamaktan oluşan hesap numarası
Ülke Kodu, 2 büyük harften oluşur, Türkiye için TR kullanılır.
Kontrol Basamakları, 2 basamaklı rakamdan oluşur ve IBAN'ın doğrulanması işleminde kullanılır.
Banka Kodu, 5 basamaklı rakamdan oluşur. 5 basamaktan oluşmayan banka kodları sağa dayalı yazılır ve başına sıfır eklenerek 5 basamaklı hale getirilir.
Rezerv Alan, tek basamaklı rakamdan oluşur. Değiştirilinceye kadar 0 kullanılır.
Hesap Numarası, 16 basamaklı büyük harf ve/veya rakamdan oluşur.
6. IBAN'a Geçiş Süreci Nasıldır?
Uluslararası Banka Hesap Numarası Hakkında Tebliğ ile IBAN kullanımında kademeli bir geçiş süreci planlanmıştır. Buna göre;
10.10.2008 tarihinden itibaren;
Bankalar müşterileri için IBAN üretmek ve hesap sahiplerine bildirmek zorundadırlar.
01.01.2009 tarihinden itibaren;
Bankaların mevcut uygulamalarında müşterileri için düzenledikleri ve üzerinde hesap numarası bulunan tüm belgelerde IBAN'ı göstermeleri gerekmektedir.
Müşterilerin Avrupa Ekonomik Alanında yer alan ülkelerdeki herhangi bir hesaba yapacakları para transferlerinde alıcıya ait IBAN'ı bankalarına bildirmeleri gerekmektedir.
Bankaların ise söz konusu IBAN'ı doğrulaması ve kullanması zorunludur.
01.01.2010 tarihinden itibaren;
Bankaların yurt içi ve yurt dışından gelen ve alıcı hesap numarası IBAN olarak belirtilen para transferlerinde IBAN'ı doğrulaması, giden transferlerde ise göndericiye ve alıcıya ait IBAN'ı kullanmaları gerekmektedir.
Müşteriler yurtiçinde yapacakları para transferlerinde alıcıya ait IBAN'ı bildirecek, bankalar ise söz konusu IBAN'ı doğrulayacak ve kullanacaklardır.
7. Her banka müşterisinin IBAN'ı var mıdır?
Evet, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nca hazırlanan IBAN Tebliği gereğince Türkiye'deki tüm bankalar müşterilerinin para hareketine konu olan mevcut hesapları için IBAN üretmiş durumdadırlar.
8. IBAN'ımı Nasıl Öğrenebilirim?
Müşteriler, mevcut hesap numaraları yerine kullanılacak olan ve kendi bankasınca üretilmiş olan IBAN'ı hesaplarının bulunduğu banka şubesinden veya bankaların internet sitelerinden temin edebilirler.
9. IBAN'ımı Şimdiden Öğrenip Kullanabilir miyim?
Evet. Mevcut hesap numaraları yerine IBAN şimdiden kullanılabilir.
10. IBAN Nasıl Kullanılacaktır?
1. Her banka, müşterisinin para transferine konu hesabı için IBAN'ı üretmiş durumdadır ve müşterisine bildirir.
2. Parayı alacak olan kişi (ALICI) kendi hesap numarasına ait IBAN'ı parayı gönderecek olan kişiye (GÖNDERİCİ) bildirir.
3. Gönderici, alıcının IBAN'ını kendi bankasına bildirir ve para transfer emrini verir.
4.Göndericinin bankası bu IBAN'ı doğrular ve alıcının IBAN'ına para transferini gerçekleştirir.
11. Avrupa Ülkelerinde IBAN Yapısı Nasıldır?
Bazı Avrupa ülkelerindeki IBAN yapısı aşağıda gösterilmektedir.
Ülke Uzunluk IBAN Yapısı
Almanya 22 DE89 3704 0044 0532 0130 00
Fransa 27 FR14 20041 01005 0500013M026 06
Belçika 16 BE68 5390 0754 7034
İngiltere 22 GB29 NWBK 6016 1331 9268 19
Avusturya 20 AT61 1904 3002 3457 3201
Hollanda 18 NL91 ABNA 0417 1643 00
Bulgaristan 22 BG80 BNBG 9661 1020 3456 78
Romanya 24 RO49 AAAA 1B31 0075 9384 0000
12. Bankalar Ne Yapacak?
Türkiye'de faaliyet gösteren bankalar, müşterilerinin para transferine konu her bir hesabı için ayrı IBAN üretecek ve hesap sahiplerine bildirecektir. Ayrıca IBAN kullanımını sağlayacak teknik altyapıyı hazırlayacaklardır.
13. Banka Müşterileri Ne Yapacak?
Para transferine konu hesabı olan her müşteri IBAN'ını almak için hesabının bulunduğu bankaya başvuracaktır. IBAN'ını alan müşteri kendisine yapılacak para transferlerinde kullanılmak üzere hesap numarası olarak IBAN'ını göndericiye bildirecektir.
Para transferi yapacak olan müşteriler, transferi gerçekleştirmeden önce alıcının IBAN'ını bankalarına bildireceklerdir. Alıcının IBAN'ının bilinmediği durumlarda ise bankalarına işlem bazında beyan(**) vermek suretiyle transferi gerçekleştirebileceklerdir.
14. IBAN doğrulaması nedir?
IBAN doğrulaması, IBAN'ın ISO 13616 no.lu standarda göre uygun formatta oluşturulup oluşturulmadığını kontrol eden bir uygulamadır. Bir başka ülkeye ya da bankaya para transferi yapmak isteyen bir müşteri, alıcının IBAN'ını gönderici bankaya verdiğinde, transfer yapılmadan önce alıcının IBAN'ı gönderici banka tarafından kontrol edilir. IBAN yanlış ise para karşı bankaya gönderilmez ve yanlış işlem engellenir.
Para transferinden önce yapılan IBAN doğrulaması sadece geçerli bir IBAN kullanıldığını göstermekte, kişi ile hesap numarasını eşleştirmemektedir.
15. Yurt dışındaki hangi ülkelere para gönderirken IBAN kullanmak zorundayım?
01.01.2009'dan itibaren Avrupa Ekonomik Alanı'nda yer alan Avrupa Birliği üyesi ülkeler ile İzlanda, Lihtenştayn ve Norveç'e para gönderirken IBAN kullanmak zorunludur.
16. Yabancı para (döviz) göndermek istediğimde de IBAN kullanmalı mıyım?
Türk Lirası veya yabancı para tüm hesaplara yapılacak transferlerde IBAN kullanılması gerekmektedir.
17. Bankanın bir şubesinden diğer şubesine para gönderirken IBAN kullanmak zorunda mıyım?
01.01.2010 tarihinden itibaren IBAN'sız yurt içi ve yurt dışına para transferi yapılamayacağından, eski hesap numaralarının tamamı IBAN'a dönüşecek, dolayısıyla bankanın bir şubesinden diğer şubesine para transferi yapılırken IBAN kullanmak gerekecektir.
18. Kredi kartı ödemelerimi yaparken IBAN kullanmalı mıyım?
Kredi kartı hesaplarına IBAN verilmediğinden, kredi kartı numarasına yapılan transferlerde IBAN kullanılmamaktadır.
19. Yatırım hesaplarına IBAN verilmesi zorunlu mudur?
Yatırım hesabı para hareketine konu ise bu hesap için IBAN üretmek gerekmektedir.
20. Elektronik Fon Transferi (EFT) ile havale yaparken (para gönderirken) IBAN kullanmalı mıyım?
Hesaba (alıcının hesap numarasının bulunduğu durumda) para göndermek istendiğinde alıcının IBAN'ı kullanılmalıdır.
21. İsme havalede IBAN gerekli midir?
İsme (alıcının hesap numarasının bulunmadığı durumda) para göndermek istendiğinde herhangi bir hesap numarasına ihtiyaç duyulmadığından IBAN kullanılmayacaktır.
22. Para göndermek istediğim kişinin IBAN'ını öğrenemiyorsam ne yapmalıyım?
Para transferi yapmak istediğiniz kişinin IBAN'ını öğrenemiyorsanız, transferi gerçekleştirmeden önce alıcının IBAN'ını bilmediğinize ilişkin beyan(**) vermeniz gerekmektedir.
(*) 19.12.2009 tarih, 27437 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Uluslararası Banka Hesap Numarası Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile değiştirilmiştir.
(**) Uluslararası Banka Hesap Numarası Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile para transferi yapmak isteyen müşterinin alıcının IBAN'ını bilmediği durumlarda bankaya vermesi gereken beyanın niteliğine ilişkin olarak "yazılı" ifadesi metinden çıkartılmıştır. Ancak, beyanın yazılı olma zorunluluğunun ortadan kaldırılması, işlemin yapıldığı kanalın niteliğine uygun beyan alınması anlamına gelmekte olup, bankalarca ispat yükümlülüğünün yerine getirilmesini teminen söz konusu beyanın kayıt altına alınması gerekmektedir.
KAYNAK: http://www.tcbm.gov.tr/
IBAN, bankalardaki mevcut müşteri hesaplarının yerine kullanılacak olan ve para transferlerinin hızlı, hatasız ve az maliyetle gerçekleştirilmesi amacıyla belirli bir standarda göre oluşturulan uluslararası banka hesap numarasıdır.
IBAN'a ilişkin söz konusu standarda göre, ülke genelinde standart uzunlukta ve yapıda bir banka müşteri hesap numarası oluşturulması gerekmektedir. Her ülkenin IBAN numarası uzunluğu farklı ancak en fazla 34 karakterden oluşmaktadır. Bugün Avrupa Birliği ülkelerinin yanısıra bir çok ülkede de IBAN kullanılmaktadır.
2. IBAN'ın Amacı Nedir?
IBAN'ın amacı, bankalardaki her bir müşteri hesap numarasını uluslararası ölçekte tanımlamak suretiyle, para transferlerinin hatasız ve hızlı bir şekilde gerçekleşmesini sağlamaktır.
3. IBAN'ın Yararı Nedir?
IBAN kullanılmadığında, hesap numaralarında belli bir standart olmadığı için numaranın doğruluğundan emin olunamamaktadır. Hatalı yazılan hesap numarası sonucunda para transferi işleminin gerçekleşmemesi veya yanlış hesaba gönderilmesi durumunda hatayı düzeltmek zaman almakta ve ek maliyetlerin oluşmasına neden olmaktadır.
Ancak, IBAN ile hesap numaraları belli bir standarda göre düzenlendiğinden ve bankalarca matematiksel olarak kontrol edilmesi zorunlu olduğundan para transferlerindeki söz konusu hatalar en aza indirilmektedir.
4.Türkiye'de IBAN Kullanımı Konusunda Bir Düzenleme Mevcut mudur?
2008/6 Sayılı Uluslararası Banka Hesap Numarası Hakkında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Tebliği(*) 10.10.2008 tarih, 27020 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. Söz konusu Tebliğe, Bankamız internet sitesindeki (http://www.tcmb.gov.tr) Banka Hakkında/Mevzuat/Bankacılık/Karar,Tebliğ ve Genelgeler/Uluslararası Banka Hesap Numarası Hakkında Tebliğ bölümünden ulaşılması mümkün bulunmaktadır.
5. Türkiye'de IBAN'ın Yapısı
Türkiye'de bankalar tarafından müşterilere verilecek IBAN, yalnızca bir hesabı işaret eder ve 26 sayısal/alfabetik karakterden oluşur. IBAN Türkiye formatı ayrıca ülkelerin IBAN formatlarını tescile yetkili kuruluş olan SWIFT'in internet sitesinde de (www.swift.com) yer almaktadır.
TR XX YYYYY 0 ZZZZZZZZZZZZZZZZ
Ülke Kodu Kontrol Basamakları Banka Kodu Rezerv Alan 16 Basamaktan oluşan hesap numarası
Ülke Kodu, 2 büyük harften oluşur, Türkiye için TR kullanılır.
Kontrol Basamakları, 2 basamaklı rakamdan oluşur ve IBAN'ın doğrulanması işleminde kullanılır.
Banka Kodu, 5 basamaklı rakamdan oluşur. 5 basamaktan oluşmayan banka kodları sağa dayalı yazılır ve başına sıfır eklenerek 5 basamaklı hale getirilir.
Rezerv Alan, tek basamaklı rakamdan oluşur. Değiştirilinceye kadar 0 kullanılır.
Hesap Numarası, 16 basamaklı büyük harf ve/veya rakamdan oluşur.
6. IBAN'a Geçiş Süreci Nasıldır?
Uluslararası Banka Hesap Numarası Hakkında Tebliğ ile IBAN kullanımında kademeli bir geçiş süreci planlanmıştır. Buna göre;
10.10.2008 tarihinden itibaren;
Bankalar müşterileri için IBAN üretmek ve hesap sahiplerine bildirmek zorundadırlar.
01.01.2009 tarihinden itibaren;
Bankaların mevcut uygulamalarında müşterileri için düzenledikleri ve üzerinde hesap numarası bulunan tüm belgelerde IBAN'ı göstermeleri gerekmektedir.
Müşterilerin Avrupa Ekonomik Alanında yer alan ülkelerdeki herhangi bir hesaba yapacakları para transferlerinde alıcıya ait IBAN'ı bankalarına bildirmeleri gerekmektedir.
Bankaların ise söz konusu IBAN'ı doğrulaması ve kullanması zorunludur.
01.01.2010 tarihinden itibaren;
Bankaların yurt içi ve yurt dışından gelen ve alıcı hesap numarası IBAN olarak belirtilen para transferlerinde IBAN'ı doğrulaması, giden transferlerde ise göndericiye ve alıcıya ait IBAN'ı kullanmaları gerekmektedir.
Müşteriler yurtiçinde yapacakları para transferlerinde alıcıya ait IBAN'ı bildirecek, bankalar ise söz konusu IBAN'ı doğrulayacak ve kullanacaklardır.
7. Her banka müşterisinin IBAN'ı var mıdır?
Evet, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nca hazırlanan IBAN Tebliği gereğince Türkiye'deki tüm bankalar müşterilerinin para hareketine konu olan mevcut hesapları için IBAN üretmiş durumdadırlar.
8. IBAN'ımı Nasıl Öğrenebilirim?
Müşteriler, mevcut hesap numaraları yerine kullanılacak olan ve kendi bankasınca üretilmiş olan IBAN'ı hesaplarının bulunduğu banka şubesinden veya bankaların internet sitelerinden temin edebilirler.
9. IBAN'ımı Şimdiden Öğrenip Kullanabilir miyim?
Evet. Mevcut hesap numaraları yerine IBAN şimdiden kullanılabilir.
10. IBAN Nasıl Kullanılacaktır?
1. Her banka, müşterisinin para transferine konu hesabı için IBAN'ı üretmiş durumdadır ve müşterisine bildirir.
2. Parayı alacak olan kişi (ALICI) kendi hesap numarasına ait IBAN'ı parayı gönderecek olan kişiye (GÖNDERİCİ) bildirir.
3. Gönderici, alıcının IBAN'ını kendi bankasına bildirir ve para transfer emrini verir.
4.Göndericinin bankası bu IBAN'ı doğrular ve alıcının IBAN'ına para transferini gerçekleştirir.
11. Avrupa Ülkelerinde IBAN Yapısı Nasıldır?
Bazı Avrupa ülkelerindeki IBAN yapısı aşağıda gösterilmektedir.
Ülke Uzunluk IBAN Yapısı
Almanya 22 DE89 3704 0044 0532 0130 00
Fransa 27 FR14 20041 01005 0500013M026 06
Belçika 16 BE68 5390 0754 7034
İngiltere 22 GB29 NWBK 6016 1331 9268 19
Avusturya 20 AT61 1904 3002 3457 3201
Hollanda 18 NL91 ABNA 0417 1643 00
Bulgaristan 22 BG80 BNBG 9661 1020 3456 78
Romanya 24 RO49 AAAA 1B31 0075 9384 0000
12. Bankalar Ne Yapacak?
Türkiye'de faaliyet gösteren bankalar, müşterilerinin para transferine konu her bir hesabı için ayrı IBAN üretecek ve hesap sahiplerine bildirecektir. Ayrıca IBAN kullanımını sağlayacak teknik altyapıyı hazırlayacaklardır.
13. Banka Müşterileri Ne Yapacak?
Para transferine konu hesabı olan her müşteri IBAN'ını almak için hesabının bulunduğu bankaya başvuracaktır. IBAN'ını alan müşteri kendisine yapılacak para transferlerinde kullanılmak üzere hesap numarası olarak IBAN'ını göndericiye bildirecektir.
Para transferi yapacak olan müşteriler, transferi gerçekleştirmeden önce alıcının IBAN'ını bankalarına bildireceklerdir. Alıcının IBAN'ının bilinmediği durumlarda ise bankalarına işlem bazında beyan(**) vermek suretiyle transferi gerçekleştirebileceklerdir.
14. IBAN doğrulaması nedir?
IBAN doğrulaması, IBAN'ın ISO 13616 no.lu standarda göre uygun formatta oluşturulup oluşturulmadığını kontrol eden bir uygulamadır. Bir başka ülkeye ya da bankaya para transferi yapmak isteyen bir müşteri, alıcının IBAN'ını gönderici bankaya verdiğinde, transfer yapılmadan önce alıcının IBAN'ı gönderici banka tarafından kontrol edilir. IBAN yanlış ise para karşı bankaya gönderilmez ve yanlış işlem engellenir.
Para transferinden önce yapılan IBAN doğrulaması sadece geçerli bir IBAN kullanıldığını göstermekte, kişi ile hesap numarasını eşleştirmemektedir.
15. Yurt dışındaki hangi ülkelere para gönderirken IBAN kullanmak zorundayım?
01.01.2009'dan itibaren Avrupa Ekonomik Alanı'nda yer alan Avrupa Birliği üyesi ülkeler ile İzlanda, Lihtenştayn ve Norveç'e para gönderirken IBAN kullanmak zorunludur.
16. Yabancı para (döviz) göndermek istediğimde de IBAN kullanmalı mıyım?
Türk Lirası veya yabancı para tüm hesaplara yapılacak transferlerde IBAN kullanılması gerekmektedir.
17. Bankanın bir şubesinden diğer şubesine para gönderirken IBAN kullanmak zorunda mıyım?
01.01.2010 tarihinden itibaren IBAN'sız yurt içi ve yurt dışına para transferi yapılamayacağından, eski hesap numaralarının tamamı IBAN'a dönüşecek, dolayısıyla bankanın bir şubesinden diğer şubesine para transferi yapılırken IBAN kullanmak gerekecektir.
18. Kredi kartı ödemelerimi yaparken IBAN kullanmalı mıyım?
Kredi kartı hesaplarına IBAN verilmediğinden, kredi kartı numarasına yapılan transferlerde IBAN kullanılmamaktadır.
19. Yatırım hesaplarına IBAN verilmesi zorunlu mudur?
Yatırım hesabı para hareketine konu ise bu hesap için IBAN üretmek gerekmektedir.
20. Elektronik Fon Transferi (EFT) ile havale yaparken (para gönderirken) IBAN kullanmalı mıyım?
Hesaba (alıcının hesap numarasının bulunduğu durumda) para göndermek istendiğinde alıcının IBAN'ı kullanılmalıdır.
21. İsme havalede IBAN gerekli midir?
İsme (alıcının hesap numarasının bulunmadığı durumda) para göndermek istendiğinde herhangi bir hesap numarasına ihtiyaç duyulmadığından IBAN kullanılmayacaktır.
22. Para göndermek istediğim kişinin IBAN'ını öğrenemiyorsam ne yapmalıyım?
Para transferi yapmak istediğiniz kişinin IBAN'ını öğrenemiyorsanız, transferi gerçekleştirmeden önce alıcının IBAN'ını bilmediğinize ilişkin beyan(**) vermeniz gerekmektedir.
(*) 19.12.2009 tarih, 27437 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Uluslararası Banka Hesap Numarası Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile değiştirilmiştir.
(**) Uluslararası Banka Hesap Numarası Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile para transferi yapmak isteyen müşterinin alıcının IBAN'ını bilmediği durumlarda bankaya vermesi gereken beyanın niteliğine ilişkin olarak "yazılı" ifadesi metinden çıkartılmıştır. Ancak, beyanın yazılı olma zorunluluğunun ortadan kaldırılması, işlemin yapıldığı kanalın niteliğine uygun beyan alınması anlamına gelmekte olup, bankalarca ispat yükümlülüğünün yerine getirilmesini teminen söz konusu beyanın kayıt altına alınması gerekmektedir.
KAYNAK: http://www.tcbm.gov.tr/
SİYASİ PARTİLER
Siyasi Partiler:
* Çok Partili sistem ile Tek Partili sistem arasındaki fark, örgütlenmiş bir yasal muhalefetin olmamasıdır.
* Çok Partili sistem ile Tek Partili sistem arasındaki fark, örgütlenmiş bir yasal muhalefetin olmamasıdır.
22 Mayıs 2010 Cumartesi
3D FOTOĞRAFLAR (ŞAŞI BAK ŞAŞIR) STEREOGRAM
3D STEREOGRAM BUDUR
ÜSTTEKİ FOTOĞRAFTA 3D YAZIYOR...
GÖL KENARINDA İKİ TANE KUĞU VAR , GÜNEŞ PARLIYOR
ORTADA BÜKÇE BİR TAVŞAN VAR...
ORTADA HALKA ŞEKLİNDE BİR CİSİM VAR
BU DÜNYADA ÖLÜM VAR
BU DÜNYADA ÖLÜM VAR
Bu hayat yasanir gercekci degil
Bu servet guzellik kalici degil
Topraktan gayrisi onemli degil
Unutma kardesimolum var olum
Olum var olum olum
Kalip kirma gulum
Unutma birgun olum var olum
Insan sevdigini hic uzmemeli
Uc bes gunluk dunya bu kiymet bilmeli
Azrail tanimaz fakir zengini
Unutma kardesim olum var olum
Azrail tanimaz guzel cirkini
Unutma guzelimolum var olum
Olum var olum olum
Kalip kirma gulum
Bu hayat yasanir gercekci degil
Bu servet guzellik kalici degil
Topraktan gayrisi onemli degil
Unutma kardesimolum var olum
Olum var olum olum
Kalip kirma gulum
Unutma birgun olum var olum
Insan sevdigini hic uzmemeli
Uc bes gunluk dunya bu kiymet bilmeli
Azrail tanimaz fakir zengini
Unutma kardesim olum var olum
Azrail tanimaz guzel cirkini
Unutma guzelimolum var olum
Olum var olum olum
Kalip kirma gulum
Unutma birgun olum var olum
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)